Türk Milleti, kendi ordusunu Peygamber ocağı olarak görür ve bu ocağa dini bir görev atfetmiş olur. Gerek Çanakkale Savaşı olsun gerek Kurtuluş Savaşı olsun gerek Kıbrıs Savaşı olsun Türk askerlerinin dillerindeki nida her zaman “Allah Allah” olmuştur. Böyle kutsal bir birlik içerisinde görev yapan askerlerin üzerlerine düşen dini vazifelerini yerine getirebilmeleri için Türk Silahlı Kuvvetleri gerekli tedbirleri almaktadır.

Oruç, İslam’ın beş farzından bir tanesi ve Müslümanlar için önemli bir ibadettir. Askerlik görevini belli bir süreliğine yerine getiren er ve erbaşlar, en az bir defa Ramazan ayına denk gelmektedir. Akıllara gelen soru ise “Askerlik yaparken orucumu tutmazsam günah olur mu?” sorusudur. Bütün Müslümanlar üzerine farz olan orucun mazeretsiz tutulmaması elbette ki günahtır. Ancak dinimiz kolaylık dinidir ve bazı şartlarda orucun başka bir zamanda tutulmasına müsaade etmektedir.

Askerlik her erkek vatandaşımızın yerine getirmesi gereken vatani bir görevdir. “Vatan sevgisi imandandır.” hadis-i şerifi de gösteriyor ki vatani görev, aynı zamanda kutsal bir görevdir. Peki, bu kutsal görevi yerine getirirken farz olan ibadetlerimizden muaf tutuluyor muyuz? İşte bu soru askerlerimiz arasında en merak edilen konulardan biridir.

Askerlik dönemi Ramazan ayına denk gelen askerlerimiz, yaptıkları görevin ağırlığı nedeniyle dini olarak oruç tutmaktan muaf olup olmadıklarını merak ederler. Ancak böyle bir durum söz konusu değildir. Yani askerler, görev yaptıkları süre boyunca oruç tutmakla yükümlüdürler ve farzlarını yerine getirmelidirler.

Ancak bu durumun bazı istisnaları olabilir. Dinimizde sağlık açısından kişiyi hasta edecek durumlarda oruç tutmama kolaylığı mevcuttur. Bu tutulamayan oruçlar, sonradan kaza edilmelidir. Ayrıca askerlere özel olarak farklı bir durum daha vardır. Eğer asker savaş halindeyse ve oruç tutarak güçten düşüp savaşamayacak hale gelecekse, bu durumda oruç tutmayabilir. Bu sebeple tutulmamış olan oruç, sonradan mutlaka kaza edilmelidir.

Askerlik sırasında sahur yapması gereken bir askerin yemek bulamayabileceği, iftar zamanında yemek yiyecek imkânının bulunmayabileceği düşünüldüğünde, bu gibi durumlarda askerlerin oruçlarını kazaya bırakma durumları söz konusu olabilir.

Örneğin bir komando timinde görev yapan ve günler boyu operasyona katılan bir askerin sahur ve iftar saatlerini tutturması mümkün değildir. Böyle bir durumda oruç tutmak konusunda ısrar etmesi, birlik içerisindeki diğer askerlerin canını tehlikeye atabilir. Askerlik ile alakalı bilinen en eski kural, birlik içerisinde bireysel hareketin yasak olması ve her bireyin yaptığı hatanın bütün birliği etkilediğidir.

Bu nedenle er ve erbaşlar, askerlik sürelerinde aldıkları göreve ve birliklerinin durumuna göre mümkün olduğunca oruçlarını tutmalı, ancak çok zorlu durumlarda görev yapmaları gerekiyorsa bu durumu daha sonraya bırakarak kaza etme imkânına sahiplerdir.